ERZURUM'DA ALİ BABACAN SÜRPRİZİ

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Erzurum’da, iktidarı eleştirerek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Babacan, “Dar bir çıkar grubu hükümeti çembere almış durumda" dedi.

Babacan: Dar bir çıkar grubu hükümeti çembere almış durumda
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Erzurum’da, iktidarı eleştirerek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Babacan, “Dar bir çıkar grubu hükümeti çembere almış durumda" dedi.
Erzurum-DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Karadeniz gezisi öncesi Erzurum’da önemli açıklamalarda bulundu. Palandöken Kayak Merkezi'nde bir otelde düzenlenen toplantıda STK temsilcileri ve basın mensupları ile bir araya geldi. İl Başkanı Vahit Bingöl'ün, DEVA Partisi'nin Erzurum'daki çalışmaları hakkında bilgi verdiği konuşmadan sonra kürsüye çıkan  Babacan, iktidarı sert bir dille eleştirerek, “Dar bir çıkar grubu hükümeti çembere almış durumda. 3Y ile mücadele edeceğiz diye yola çıkanlar, bugün, yoksulluk, yasaklar ve yolsuzluklarla anılır oldu” diye konuştu.
 Babacan, Milli Mücadele günlerinin ateşinin yakıldığı, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Erzurum’da, bir kez daha olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum’un mertliğinden, içtenliğinden sitayişle bahsetmiştir. Millî Mücadelenin karargâhı olan 1. Meclis’te Erzurum mebusumuz 'Cepheleri tutacak olan adalettir' diyen Hüseyin Avni Bey’in bu sözleri bugün de yolumuzu aydınlatıyor” dedi.
“DAR BİR ÇIKAR GRUBU HÜKÜMETİ ÇEMBERE ALMIŞ DURUMDA”
Milli mücadelenin üzerinden bir asır geçmesine rağmen bugün Erzurum’un sosyal ve ekonomik olarak geldiği noktanın çok üzücü olduğunu belirten DEVA Partisi lideri Babacan, şunları söyledi: “Ülkeyi yönetenler, bu durumu görmüyor, dert etmiyor. Çünkü artık halkı duymuyorlar, görmüyorlar. İktidardakiler, yıllarca kendilerine inanan, güvenen, desteğini esirgemeyen insanları görmemeyi tercih ediyor. Dar bir çıkar grubu hükümeti çembere almış durumda. 3Y ile mücadele edeceğiz diye yola çıkanlar, bugün, yoksulluk, yasaklar ve yolsuzluklarla anılır oldu. Zaten 2002’de beraber yola çıktıklarından fazla kimse de kalmadı oralarda. Şunun altını çizmemiz lazım: 20 sene önce, 15 sene önce Türkiye’yi özgürleştiren, zenginleştiren kadrolar ile, son 5 senedir Türkiye’yi çöküşün eşiğine sürükleyen kadrolar aynı kadrolar değil. Ülke yönetiminde dürüst, liyakatli, memleketi önceleyen insanların sayısı çok azaldı. Bizim bıraktığımız ne varsa mirasyedi, hayırsız bir evlat gibi, harcayıp tükettiler." diye konuştu.
"DEVLET HİÇBİR İŞ YAPMAYAN MUTLU AZINLIĞA 400 MİLYA LİRA FAZİ ÖDÜYOR"
Türkiye'de yoksuldan zengine doğru büyük bir servet transferi yaşandığını anlatan Babacan, "Bu devlet faize ödediği parayı nereden buluyor? Hepinizden topladığı vergilerden. 84 milyon tüketirken vergileri topluyor, bir avuç insana 400 milyar TL faiz ödüyor. Şu anda yoksuldan zengine doğru büyük bir servet transferi yaşanıyor. Mutlu bir azınlık parasını bankaya yatırdıysa faiz geliri, kur farkı… Bunlar gayet mutlu. Hiçbir iş yapmıyor, üretmiyor. Sadece paraları bankada duruyor. Devlet de onlara 400 milyar lira faiz ödüyor” dedi.
“BEŞTEPE’NİN DERHAL AMA DERHAL MİLLETE MASAL ANLATMAYI BIRAKMASI GEREKİYOR”
 Ülkenin temerrüt riskini gösteren 5 yıllık CDS oranının 900 baz puanı aştığını belirten Babacan, “Bu konudaki uyarıyı yaptım. Tarihe bir not düştüm. Bunu bir siyasetçi olarak değil, ülkesini seven bir vatandaş olarak yaptım. Temerrüt ne demek biliyor musunuz? Dünyadaki krizleri iyi bilen bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Bu gidişle ülkemiz perişan olur. İnsanlar perişan olur. Parayla bile benzin mazot bulamaz. Temerrüt demek; Günde 6 saat, 8 saat, 10 saat elektrik kesintisi demek. Koskoca ülke doğalgaz kıtlığı yaşar. Temerrüt demek; esnaf dükkanının kapısına kilit vurur. Çiftçi toprağını ekemez. Pazarda tezgâha sebze meyve gelemez. Emekli için torunuyla gezmek tamamen hayal olur. Onun için derhal hükûmetin aklını başına devşirmesi gerekiyor. Her fırsatta uyarıyorum. Bunun şakası yok. İşini bilen, bağımsız çalışan kadroların Merkez Bankası’nda ve TÜİK’te göreve gelmesi acil olarak alınması gereken önlem. Bugün, hükûmetin Merkez Bankası’ndan elini eteğini çekmesi ekonomimiz için bir hayat memat meselesidir.  Onun için Beştepe’nin derhal ama derhal millete masal anlatmayı bırakması gerekiyor” diye konuştu.
“ADALETSİZ İHALELERİ, BİR ÇIRPIDA VURULAN VOLELERİ, 3-5 YERDEN ALINAN MAAŞLARI KABUL ETMİYORUZ”
Türkiye’nin sorunlarını çok iyi tespit ettiklerini çözümü içinde her alanda eylem planları hazırladıklarını anlatan Babacan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gençler okuldan mezun oluyor iş bulamıyorlar. Ev genci oldular resmen. Sabahları yatakta, geceleri ayaktalar. Ayakta dediysem odalarında hapisler. Biz bu gidişatı durduracağız. Bunun için yatırımı çekmek lazım. Yatırımı yükseltmek için öncelikle sağlam bir demokrasi lazım. Güçlü bir hukuk zemini ve güven veren bir yönetim lazım. Dış politikada akıl lazım, itibar lazım. Makroekonomik dengeleri yeniden kurmak lazım. Ekonomik kriz, üretimi çok ciddi biçimde etkiledi. Maliyet sorunları ve döviz krizi üreticiye çok büyük darbe vurdu. Tarım ve hayvancılık da bundan nasibini aldı. Bu tür stratejik sektörleri asla kaderlerine terk edemeyiz.
Bilmeden, oturduğu yerden hayal satanlardan değiliz biz. Bizim arkamızda kapı gibi başarılar var.  Türkiye’nin potansiyeli çok büyük. Türkiye kaynakları zengin bir ülkedir. Zenginliğimizin birtakım siyasi ilişki ağlarına, dar bir çıkar çevresine peşkeş çekilmesini kabul etmiyoruz. Adaletsiz ihaleleri, bir çırpıda vurulan voleleri, 3-5 yerden alınan maaşları kabul etmiyoruz. Şunu apaçık ilan ediyorum: Türkiye’yi DEVA Partisi’yle bölgemizin en güçlü ekonomisi yapacağız. Kriz ortamını 6 ayda atlatacağız. Sizden tek isteğim; asla umudunuzu yitirmeyin.”
 “ALTILI MASA TÜRKİYE’NİN ORTAK NOKTASI OLMASI AÇISINDAN ÇOK KIYMETLİ"
 Toplantıya katılan basın mensupları ve STK temsilcilerinin sorularını da yanıtlayan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Altılı masa ile ilgili bir üzerine ise şunları söyledi:  "Altılı masaya oturmakla bu siyasi partiler birleşip tek bir parti olmuyor. Ama biz ne yapıyoruz, uzlaşma ve mutabakat kültürümüzün bir gereği olarak bu memkeletin meseleleri ile alakalı, 'acaba ortak çalışma alanları bulabilir miyiz?' diye bunu arıyoruz. Mesela parlamenter sistem konusundaki çalışmayı ben çok kıymetli buldum. Çünkü farklı farklı ideolojilerin farklı siyasi akımların temsil edildiği bir masada eğer ortak bir noktada buluşabiliyorsanız bu tüm Türkiye'nin ortak noktası olması açısından çok kıymetli."
 “HER TOPLANTIDA MASANIN ALTINA BAKIYORUM HDP ORADA YOK”
Ali Babacan, bir soru üzerine  HDP ile ilgili de şunları söyledi:
"HDP ile bizim bir diyaloğumuz var. Başka partilerin de diyaloğu olabilir. Ama diyalog ayrı bir konu işbirliği ayrı bir konu. Diyalog konuşuyor olabilmek demek. Altılı masada HDP yok. Yani hiçbir toplantıya katılmadı. Birileri HDP masanın altında diyor. Bende her toplantıda masanın altına bakıyorum HDP masanın altında da yok. Şu gerçeği de görmemiz lazım. Bugünkü anayasaya göre, bugünkü yasalara göre kurulmuş bir siyasi partinin ve belli bir kimliği belli bir iddianın temsilcisi olan bir partinin de demokratik sistemimizde yok görünmemesi lazım. Biz altılı masada işbirliği alanları tespit ediyoruz. İşbirliği ile yapmıyoruz ama HDP ile diyaloğumuz var. İşbirliği alanı olur mu, olmaz mı o ilerde başka konular. Şu anda bir şey söylemem zor. Fakat diyaloğun kendisini kıymetli biliyoruz. Bizim altılı masada olmamız ile ilgili olumsuz kanaatini beyan eden vatandaşımız da oluyor ama aynı zamanda. 'Aman bu çok önemli birliktelik oldu, bunu aman dikkat edin bozmamaya çalışın' diyenlerde çok oluyor. Biz ikisini de çok önemsiyoruz" 


20.07.2022 22:44:26