Karizma Sadece Kaybedilmedi, Çöpe Atıldı!
Erzurumspor, Kazım Karabekir Stadı’nda Pendikspor karşısına Amed deplasmanında alınan kritik bir puanın moraliyle çıktı. Tribünler doluydu, taraftar umutluydu, oyuncular motiveydi. Maçın ilk 25 dakikası Erzurumspor açısından adeta rüya gibi geçti. Skorbord 3-0’ı gösterdiğinde şehirde bayram havası esiyordu. Ancak kimse o dakikada bu maçın Erzurumspor’un sezon boyunca konuşulacak en büyük hezimetine dönüşeceğini tahmin etmiyordu.
Çünkü bu hezimet sadece skorda değil, zihniyetteydi.
Bu hezimet teknik direktör koltuğunda oturan Serkan Özbalta’nın “hiçbir şey yapmadan bekleme” tercihlerinde gizliydi.
Seyirci Kalmak Futbolun En Büyük Suçudur
Futbol sadece skor korumak değildir. Hele ki 3-0 gibi bir üstünlük söz konusuysa, yapılması gereken şey frene basmak değil, gazı köklemektir. Çünkü karşındaki takım, Süper Lig tecrübesi olan, oyunu çözebilen ve fizik olarak sahada kalabilen Pendikspor. Nitekim ne olduysa ikinci yarının başında oldu. Erzurumspor sahada yoktu. Oyuncular skoru koruma psikolojisine girmiş, teknik direktör ise oyunu uzaktan izlemekle yetinmişti.
Taraftar “Neden?” diye soruyor:
Neden bu kadar erken savunmaya gömülündü?
Neden orta sahanın dinamoları Sefa Akgün ve Benhur Keser oyundan alındı?
Neden sahada yokları oynayan Adem Eren Kabak’a şans verildi?
Kendi Ayağına Sıkan Bir Teknik Adam: Serkan Özbalta
Sefa Akgün… Maçın en çalışkan ismiydi. Sahada basmadık yer bırakmadı.
Benhur… Harika bir gol attı, ileri uçta Pendik savunmasına zor anlar yaşattı.
Eren Tozlu… Gol kokusunu her pozisyonda hissettirdi.
Ama bu üçlü bir anda kenara alındı. Yerlerine giren oyuncular ise sahada adeta turistik geziye çıkmış gibiydi. Ne baskı, ne direnç, ne de bir oyun aklı… Özbalta, sadece rakip teknik adamın hamlelerini izlemekle yetindi. Oysa Pendikspor’un ikinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri oyunun tüm çehresini değiştirmişti.
Ve evet, Pendikspor önce 3-1, ardından 3-2 derken… Dakikalar 90’ı gösterdiğinde maalesef 3-3’ü buldu. Tribünler buz kesti. Taraftar sinirliydi ama asıl siniri, sahadaki skor değil, kenardaki teslimiyetçiliğeydi.
Bu Takımın Kaybı Değil, Serkan Özbalta’nın Zafiyetidir
Maç sonu statta yankılanan “İstifa!” sesleri, bir skorun ya da maçın değil, bir güven kaybının dışavurumuydu. Henüz üçüncü hafta olabilir, sezonun başı olabilir. Ama bu tür “hocalık zaafları”, sezon sonunu bile görmeden takımı orta sıra bataklığına saplayabilir.
Erzurumspor’un karizması çizilmedi; paramparça oldu. Ama bu yıkımın adı Erzurumspor değil. Bu yıkımın sorumlusu, değişim korkusuyla oyunu okuyamayan, hatalarında ısrar eden, çaresizlikle yedek kulübesine bakan Serkan Özbalta’dır.
Taktik yoksunlukla, özgüvensiz hamlelerle, skoru koruma telaşıyla Erzurumspor’a yakışmayan bir teknik direktör profili çizildi bu maçta.
Son Söz:
Futbol hata oyunudur, ama aynı hatayı üç kez yapanın yeri kulübede değil, evinde televizyon karşısıdır.
Serkan Özbalta ya kendine çeki düzen verir, ya da bu tribünler ona çok daha fazlasını söyler.
25.08.2025 11:25:37