Sosyal medyada bir paylaşım gördüm görmez olaydım!... Resimde biri Erzurumlu olmayan diğeri ise Erzurum şivesiyle konuşan, TEYO tiplemesi ile yalan-dolan hikayeler anlatarak meşhur olmuş bir tiyatrocu zat var.
Uzun yıllar ekran karşısında şehrimizin tanıtımı ve kamuoyunu bilgilendirme noktasında elinden geleni yapan gazetecilerden biriyim naçizane...
Sosyal medyada bir paylaşım gördüm görmez olaydım!...
Resimde biri Erzurumlu olmayan diğeri ise Erzurum şivesiyle konuşan, TEYO tiplemesi ile yalan-dolan hikayeler anlatarak meşhur olmuş bir tiyatrocu zat var.
Güya Erzurum'un meşhur kadayıf dolmasının tanıtımını yapıyorlar.
Bu fotoğrafı görünce aklıma hemen meslek büyüğümüz selametlik Orhan Akdal abimizin sürekli dile getirdiği meşhur bir laf geldi...
Ne diyordu Orhan abi?
“Bu memleket daima dışarıdan gelenleri sever..."
Aslen Tuncelili olduğu iddia edilen, ancak kendisinin kendini “Malatyalıyım" diye tanıttığı tatlıcı şahıs, yanında da sözde tiyatroculuk yapan zat ile kadayıf dolması tanıtımına çıkmışlar.
Ne denilebilir ki?
Sahipsiz memleket olunca sizler de böyle elinizde dolmayla cirit atarsınız tabi!
Rahmetli İbrahim Erkal'ın yıllar önce besteliği bir eseri vardı, bilirsiniz:
“haramiler el koymuş bizlere uzak şehir" diye.
Rahmetli Erkal sanki bugünleri yıllar öncesinden görmüşcesine bestelemiş bu şarkıyı!
İşte bu iki kafadar, turizm elçiliğine soyunmuş ve hadlerini aşarak Erzurum'un meşhur kadayıf dolmasının tanıtımını yapmaya kalkışıyorlar.
Körler sağırlar birbirini ağırlar...
Yahu bu aziz şehri tanıtmak size mi kaldı?
Peki ya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'ne ne demeli?
Kardeşim siz ne iş yaparsınız bu şehirde?
Her önüne gelen ve Erzurumlu olmayan bu memleketi tanıtma cüretini nasıl bulur.
Baksanıza elin adamı (Tuncelili) ama (Malatyalı) olarak kendini tanıtan Meşhur tatlıcı Nazım Bozkurt beraberinde sadece Erzurum derneklerinin itibar gösterdiği bir tiyatrocu sırf kendilerine sosyal medya'da takipçi sayısını artırmak adına Erzurum'un meşhur kadayıf dolmasının sözde tanıtımı için fenomenlerin mekanlarını ziyaret etmeye başlamışlar.
Sorarım bu tatlıcı şahısa "sen ne anlarsın Erzurum kadayıf dolmasından da tanıtımını yapıyorsun?...
Ayrıca yine sorarım, "tatlıcı efendi hangi Erzurum tanıtım günlerine katıldında kendini ön plana atıyorsun?...
Kaldı ki, Erzurum denilince benim aklıma kadayıf dolması gelmiyor mesela.
Bu şehrin tarihi var, geçmişi var, kendine has kültürü var, tabiatı var, doğası var, tarihe mal olmuş isimleri var, şairleri var, düşünürleri var, edipleri var, var da var…
Ama bu nasıl bir akıl tutulması ise, bu ikili Erzurum’un tanıtımını ucundan tuttukları kadayıf dolmasıyla yapmaya çalışmış.
Şaşarım sizin aklınıza, turp sıkayım sizin bu fikrinize.
Yani bilmiyorum da, şehir tanıtmak bu kadar basit mi ve sizin bu yaptığınız kadar ucuz mu?
Hayret!
Beyin de bedava halbuki….