Hakan Kutlu, sahada gösteremediği netliği masa başında göstermekte de zorlanmış.
Mazeretin Adı Masal: Hakan Kutlu’ya Yakışmadı
Erzurumspor camiasının son yıllarda güvenip inandığı bir isimdi Hakan Kutlu. Kulübün zorlu süreçlerinden geçti, takımın dümenine geçtiğinde umut verdi, beklentileri artırdı. Ancak geldiğimiz noktada görüyoruz ki, Hakan Kutlu, sahada gösteremediği netliği masa başında göstermekte de zorlanmış.
Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada yeni sezon için “şampiyonluğa oynayacak bir kadro kurulması gerektiğini” söyledi ve çalışmaya devam edebilmesinin bu şartlara bağlı olduğunu ifade etti. Görünürde mantıklıydı; ama perde arkasındaki gerçek, bambaşkaydı. Meğer Hakan Hoca, bu açıklamaları yaptığı günlerde bir başka kulüp, 1. Lig’in yeni temsilcisi Vanspor ile çoktan el sıkışmış!
Elbette profesyonel futbolun doğasında bu var. Teknik direktörler yeni tekliflere açık olabilir, kulüplerle anlaşabilir. Buna kimsenin bir diyeceği yok. Ancak mesele bu süreci nasıl yönettiğinizle ilgilidir. Mesele dürüstlükle, açık yüreklilikle hareket edip etmediğinizdir. Mesele, arkanızda bırakmaya hazırlandığınız camiaya karşı sorumluluğunuzu nasıl taşıdığınızdır.
Hakan Kutlu, üç sezondur Erzurumspor’da görev yapıyor. Bugünkü kadronun şekillenmesinde pay sahibi olan isimlerden biri. Her maç sonrasında futbolcularını yere göğe sığdıramayan, teşekkür faslını asla eksik etmeyen, özellikle iç saha maçlarında kaybedilen kritik puanlara rağmen kadrosuna sahip çıkan bir teknik direktördü. Şimdi ne oldu da birden o futbolcuları istemez oldu?
Özellikle Mustafa Yumlu, Eren Tozlu, Orhan Ovacıklı ve Mustafa Akbaş gibi isimleri “istemiyorum” diyerek listeden çıkarmak istemesi, “teknik” değil, “kişisel” bir yaklaşımın izlerini taşıyor. Daha düne kadar “terinin son damlasına kadar mücadele ediyorlar” dediği bu oyuncular şimdi nasıl gözden düştü?
Ortada büyük bir tutarsızlık var.
Daha da önemlisi, Erzurumspor’dan ayrılmak için ileri sürdüğü şartların gerçekte bir “bahane” olduğu çok açık. Vanspor ile el sıkışılmış, karar çoktan verilmiş. Ama nedense camiaya karşı açık olunmamış, top yönetime atılmış. Hakan Hoca, adeta “cin olmadan adam çarpma” modeline başvurmuş. Bu camia sana inandı, güvendi. En zor günlerde destek verdi. Ama sen, ayrılış sürecinde bile bu güvene layık olamadın.
Erzurumspor büyük bir camiadır. Ne sana ne bir başkasına mecburdur, mahkûm da değildir. Bugün varsın, yarın yoksun. Bu iş böyledir. Ama gidiş şekli önemlidir. Şık gitmek, adam gibi gitmek erdem ister. Mazeret üretmekle, başkalarını suçlamakla değil.
Hakan Kutlu’ya yakışmadı. Ne yaptığı açıklamalar, ne oyunculara karşı tutumu, ne de camiayı zor durumda bırakma şekli. Belki bir başka takımda başarılı olursun, belki hedeflerine ulaşırsın… Ama arkanı döndüğünde bıraktığın iz, iz bırakmaz. Çünkü güven kaybolduğunda geriye sadece bir veda kalır. Ve o veda, bu kez alkışlarla değil, sitemlerle dolu oldu.