Erzurum’dan kalkıp İstanbul’a bir STK’nın organizasyonuna katılmak… Neymiş efendim, “çok önemli bir etkinlik” varmış!
küstah Davet: İstanbul’da Gövde Gösterisi, Masraf Erzurum Basınına!
Erzurum’dan kalkıp İstanbul’a bir STK’nın organizasyonuna katılmak… Neymiş efendim, “çok önemli bir etkinlik” varmış! İçeriği ne kadar anlamlı, tartışılır… Ama organizasyonun asıl amacı açık: STK başkanı beyefendi gövde gösterisi yapacak. İstanbul’da adeta sahneye çıkacak, mikrofonlar, kameralar karşısında kendi reklamını parlatacak.
Ancak mesele burada bitmiyor. Beyefendi işi o kadar ileri götürüyor ki, Erzurum’daki gazetecileri de tek tek arayarak organizasyona davet ediyor. Ama öyle bir teklif sunuyor ki insanın aklıyla alay eder gibi. Diyor ki: “Konaklama bizden, ulaşım sizden!”
Yani biz binlerce lira harcayıp İstanbul’a gideceğiz, bu organizasyonu haberleştireceğiz, sosyal medyada parlatacağız, belki canlı yayınlarla destek vereceğiz… Ve tüm bunları kendi cebimizden karşılayarak mı yapacağız?
Belliki "DÜZGÜN" uyanıklık bu olsa gerek!
Sayın başkan, siz İstanbul’da organizasyon yapmıyorsunuz, sanki Dadaşkent’te çay ocağında toplantıya çağırıyorsunuz. Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir, bu nasıl bir vizyonsuzluktur? Erzurum basını sizin reklam ajansınız mı? Siz kimin parasını, emeğini, zamanını kullanmaya çalışıyorsunuz?
Daha da düşündürücü olanı: Bu hadsizliğe karşı şehirdeki iki gazeteciler cemiyeti sessiz. Ne bir tepki, ne bir açıklama… Oysa bu davet doğrudan Erzurum basınına hakarettir. Basın emekçisinin emeğine, mesleğine, onuruna açıkça saygısızlıktır.
Buradan sormak isterim: Erzurum’da gazetecilik sadece dostlar alışverişte görsün diye mi yapılıyor? Cemiyetlerimiz, bu tür küstah yaklaşımlar karşısında neden suskun kalıyor? Yoksa siz de bu organizasyonun gölgesinde bir “küçük yer” mi kapma derdindesiniz?
Gazetecilik, hele ki yerel gazetecilik; bir şehrin onurudur, vicdanıdır. Kimsenin PR organizasyonlarında meze olacak bir şey değildir. Kimse kendi şovunu yapmak için Erzurum basınını apar topar İstanbul’a sürükleyemez. Hele ki “uçak biletini de sen al” diyerek…
Kusura bakmayın sayın başkan… Bu şehirde hâlâ onuruyla kalem tutan gazeteciler var. Ve biz sizin gövde gösterinize yedek parça olmayacağız.